My Blog List

Sunday, May 29, 2011

Din-21.yuzyil


Bir cok insan icin hassas bir konu ile ilgili yazmak elbette kolay degil. Ama biz takma adimiz gibi "dik" olacagiz ve konu ile ilgili goruslerimizi bu noktadan hareketle yaziya dokecegiz. Aksi, mide bulandirici bir egrilik, manipulasyon ve takiye olurdu.

Din ile ilgili yazmanin kisisel olarak zorlayici tarafi ise henuz dunya dinleri uzerindeki nesriyati tamamiyle hatmetmemis olmamdir. Uzman oldugumu iddia etmiyorum, ancak bildigim kadari ve insani bir bakis acisi ile konuyu degerlendirmekte bir sakinca da gormuyorum.

Kutsal bir inanca sahip olma ihtiyaci insan dogasinin geregidir. Bizim sorgulayacagimiz, insanin dogasi geregi ihtiyac duydugu inanc ile gunumuzde ogretilen dinin ayni mefhuma tekabul edip etmedigidir.

Insanlarin yuzyillarca ugruna savaslar verdigi, kan ve gozyasi doktugu din olgusu, nasil olmus da kitleleri bu felaketleri hazmedebilecek ve hatta tetigi ceken el olabilecek aymazliga ikna etmistir ? Bilinen tum dinler oldurmemeyi salik verirken, nasil olmus da oluk oluk kan akitanlar en dindarlarmis gibi gosterilebilmistir ? Insanlari bunlari yapmaya iten gercekten din midir ?

Elbette degildir.

Din savaslarinin gercek sebepleri bir cok arastirmaci yazar tarafindan incelenmis ve bu felaketlerin aslinda maddi cikarla dogrudan baglantisi oldugu aciklanmistir. Yaziyi alintilarla dagitmak yerine http://www.turandursun.com/forumlar/archive/index.php/t-5085.html baglantisini eklemek daha dogru olacak.

Kuran'dan alinti asagidaki satirlar hosgorunun en esaslisini ogutluyor aslinda ve de en dindar gorunenlerin ne kadar da "Allah'siz" oldugunu acikliyor.

"4:94. Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek “Sen mümin değilsin” demeyin. Çünkü Allah’ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır."

Bu kendini bilmezler dunya hayatinin gecici menfaatlerine goz dikmislerdir. Kendi kaba etlerinin rahatindan otesi onlari ilgilendirmez. Gore gore , bile bile insanlara oldurmeyi ogutleyebilmektedirler.

Bir alinti da Incil'den yapalim. Asagidaki satirlar hem savasin cirkinligini, hem de durustlugun onemini acikca vurgulamaktadir.

"Matta 5 : 2-10
Evet’iniz evet hayır’ınız hayır olsun. Bundan fazlası Şeytan’dandır.
Kötüye karşı direnmeyin.
Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin.
Sizden bir şey dileyene verin. Sizden ödünç isteyeni geri çevirmeyin"

Belirtildigi uzere "Bundan fazlasi Seytan'dandir". Iste insanligi yuzyillarca kan aglatan zihniyet "bundan sonra" sinda gizlidir. Kendi hastalikli yorumlarini, carpik egitim sistemleriyle insanlara dayatmislar, ne evetleri evet ne hayirlari hayir olmustur. Durustluk bunlarin kitaplarinda yazmaz. Taptiklari bedenlerinin ve varliklarinin yok olma korkusudur.

Gercek dindarlar yok mudur peki ?

Okudugunu korkuyla degil, durustlukle yoguran, kendini ve insani seven herkes, inanci ne olursa olsun, gercek dindardir. Bu tip insanlar kendileri huzurlu olduklari gibi etraflarina da bu huzuru bulastirirlar. Temizdirler ,ve her nasilsa, her zaman guzel kokarlar. Ruhlarinin dinginligi yuzlerinden okunur. Makam, mevki hirsi bilmezler. Kizdiklari zaman bile bir baska guzellesirler. Bildiklerini bilirler ve bilmediklerine biliyorum demezler. Zira onlar Tanri'yi bulma yolundadir.

Satirlar dikkatli okunursa, gercegin aranacagi yer icin referans her zaman insanin kendisidir. Kendini gozlemleyen insan hayatin anlamini bulma yolculuguna cikmis demektir.

Asagidaki ornekler bunu aciklamaktadir.

"Sizi kendi kendinizden baska hic kimse kurtaramaz. Kendi kendinize isik olun" Buddha

"Ben yaşadığım için siz de yaşayacaksınız.O gün anlayacaksınız ki ben Babamdayım siz bendesiniz ben de sizdeyim."Yuhanna 8 : 12-29

"Ben Hindistanın dinî ve irfanı kitaplarının en eskisi olan Upanişââlar kitabını okuduğumda üç kaide kavradım. Bunlar, benim hayattaki davranışlarımın temelini oluşturmuştur. (İki tanesinden) Birisi, dünyada sadece tanınacak bir şey bulunmaktadır ki o da, kendini (nefsim) tanımaktır. İkincisi, kim ki kendisini tanırsa, Allah'ı ve dünyayı tanımış olur." Gandhi

"Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter." Isra Suresi

Kutsal kitaplar incelendiginde, mal-mulk sahibi olmanin yerilmesi, dunyevi varligin soyutlugu, yalan ve riyanin yarattigi kirlilik, fiziksel zaaflarin zararlarinin en cok deginilen konular oldugunu goruruz. Mevzunun en ilginc tarafi ise, en dindar gecinenlerin sermaye sahibi, sahtekar politikaci veya kadin ve cocuk istismarcilari olmasidir. Dahasi, bunlar birer dini guru sekline burunup insanlara "dinleri" hakkinda tavsiye vermekten de geri durmamaktadirlar. Gunumuzde dini inaci olan insanlar belirli bir fiziksel gorunumle tarif edilmis, ibadet ruhsal bir faaliyet olmaktan cikmis, belli bir zumreye aidiyetin gostergesi olmustur.

Ozetle, yuzyillardir insanlara dayatilan maddesel inancin yetistirdigi nesiller, okumayi reddetmis (veya onlerine konulani okumus), korku ile gudulmus ve "dindarlik" zincirini boyunlarina gecirmislerdir. Pek dindar oldugunu iddia edenlerin bircogunun dindarligi, ezberledikleri sozleri tekrar etmekten ileri gidememektedir.

Din insani esir etmez, ozgurlestirir. Maddeye tapan, korku ve endisenin esiri insanlar ise -gercege ve durustluge yonelmedikce- Tanri'larini bulamayacaklardir.

30.05.2011

No comments:

Post a Comment