My Blog List
Wednesday, May 25, 2011
Hayatin anlami
Insanlarin arayip, tarayip, tartisip, konusup, okuyup,yazip da bir turlu bulamadigi cevap aslinda gayet basittir. Hayatin anlami en basit tarifi ile Tanri'yi bulmaktir.
Burada teolojik degil ,dinler-ustu bir Tanri'dan bahsedildigi aciklama gerektirmez.
Mevzunun aslinda en can alici tarafi, hayatin anlaminin kisisel olusudur. Herkesin hayatinin anlami kendi icindedir. Ozetle hayatin anlami disa bakmakla degil kendini gozlemlemeyle bulunabilir. Ancak tam da bu noktada bir tesbit yapmak gerekiyor. Kisiye ozel olan Tanri aslinda irili ufakli bir cok irmagin denize akisi gibi ayni havzada birlesmektedir. Bu birlesme olmadan hic kimsenin hayati gercek anlamini bulamayacaktir. Ilerleme soz konusu olacaktir. Ancak sudaki molekullerin kohezyon ile birlesmeden ummana akmasi hayaldir. Bu ancak ve ancak her molekulun bir digerini itmesi ile gerceklesebilir. Bu benzetmeyi tekrar tekrar kullanacagim.
Hayatin anlami aritmetik problemleri gibi bir kac bilinmeyeni barindirmaz. Ha keza sonuc da tek satirlik degildir. Kisacasi, hayatin anlami pamuk sekeridir, bisiklettir, sigaradir, paradir,vs.. gibi cikarimlar yapilamaz. Hayatin anlamina giden yolda sayisiz parametreyi gozonunde bulundurmak gerekir. Bunun en eglenceli, bir o kadar da karmasik tarafi ise bu parametrelerin hepsinin "bilinen" olmasidir. Bu hesapta bilinmeyen yoktur. Her sorunun cevabi kisinin kendisinde saklidir. Icimizdeki bilge bize her asamada yol gostermektedir. Onu aciga cikarmak ise ruhsal bir dinginlik gerektirir.
Mevcut sistemde bu dinginlige ulasmanin yollari insanlara tarif edilmemis bilhassa saklanmistir. Insanlar, din, maddiyat, basari, seks, alkol, uyusturucu gibi safsatalar ile hipnotize edilmis, tehlikeli kitleler haline donusturulmuslerdir. Sistemi idare eden sermaye sahipleri maddi cikarlarini korumak, statukoyu devam ettirmek adina insanligin aydinlanmasini engellemekten cekinmemektedir. Ancak gozlerine inmis hirs perdesi, kendi amaclarinin dahi hayatin anlamina hizmet etmedigini dolayisi ile kendileri icin de mevcut sistemin hayrinin olmadigini gormelerini engellemektedir. Bu zat-i muhteremlerin aslinda din ve para ekseninde takilip kalmis, hastalikli fikirleri ve emelleri o kutlu havzayi -maalesef- col olmaya itmektedir.
Halbuki, insanligi kolelestiren bir egitim sistemi yerine; fiziksel ve ruhsal gelisimi on planda tutan, dinginlige onem veren, basarinin anlaminin en bastan ve durust bir sekilde tariflendigi, korku ve endisenin zararlarini izah eden, yarismayi degil birlesmeyi ogutleyen, mutlak dogruyu yucelten bir egitim sistemi ile degistirilir ise ancak o zaman insanlik hayatin anlamini cozme yolculuguna baslayabilecek, yukarida bahsi gecen irmaklara su yuruyecektir. Bu degisim, evrensel anlamda milimetrik bir oynamadir ancak bu insanligin gidisatini kokunden degistirecektir. Bir nesili bu sekilde yetistirmek insanliga yapilabilecek en buyuk hizmettir. Ustelik bir nesil de yeterlidir. Gercekle yetistirilmis bir neslin alt edilmesi veya kolelestirilmesi mumkun degildir. Onlari yetistirecegi nesil ise bugun yasayanlarin tahayyul edemeyecegi kadar gelismis bir insan formu olacaktir.
Teknolojide insanligin binlerce yilda aldigi yolun kat be kat fazlasini cok kisa surede alacaklar. Ekonomik kayginin yersizligini tesbit edip yok edecekler. Bizlerin bolunerek dustugu gucsuzluk halini alt edecek, birleserek muhtesem bir guc olacaklar. Omuz omuza kosanlar gibi yorulmak bilmeyecekler. Kisisel enerjileri bugun yasayanlarla kiyaslanamayacak kadar yuksek olacak. Aynalardan korkuyla gudulmus ketum, endiseli yuzler degil gulmekten utanmayan ve cesur yuzler yansiyacak. Tum bunlar irmak yatagina ilk damlanin dusmesiyle baslayacak. Bu da ancak bizlere dayatilan "Tek basina dunyayi mi kurtaracaksin ?" sorumsuzlugundan kurtuldugumuzda gerceklesecektir. Her kisisel devrim bu milimetrik harekete katilacak ve hareketi akil almaz bir hizla katalize edecektir.
Bunlar kimileri tarafindan hayal veya utopya olarak gorulebilir. Bu sasirtici degildir. Zira bu fikrin sahipleri mevcut egitim sisteminin tornasindan cikmislardir. Hayal etmeyi bilmezler. Bizim gibiler icin ise "yapilamaz" denileni yapmak hayat tarzidir. Zira desturumuz "yukselmek, ileri gitmektir". Dahasi, insanligin bu noktaya varmasi kacinilmazdir.
Statuko sahiplerinin kendi ahir hayatlari doneminde bunu engellemeleri ise gelecekteki nesiller tarafindan ciddiye bile alinmayacak, gecici ve korku dolu bir cabadir. Mizrak cuvala sigmaz.
26.05.2011
Subscribe to:
Post Comments (Atom)

No comments:
Post a Comment